18 Aralık 2009 Cuma

Kim Yener


Şampiyonlar Ligi kuraları çekildi. Şimdi devler beklemeye başladı. En ilgi çekici kura hiç şüphesiz ki, Inter ve Chelsea arasında oynanacak. Bu maç isminin büyüklüğünden çok daha fazla şey ifade ediyor zira işin ucunda çağımızın “Clough”u Mourinho var. Inter’in ihtiraslı patronu, eski takımının karşısına çıkacak. Premier Ligi iki defa kazanan Jose, Avrupa’da bir türlü istenilen başarıyı yakalayamamıştı. Inter başında da pek başarılı bir Avrupa grafiği yokken bakalım eski takımı yoluna taş koyabilecek mi?

İlk eşleşme kadar ateşli ve ihtiraslı olmasa da bir diğer büyük eşleşme de ManU ve Milan arasında yaşanacak. Ronaldo sonrası periyotta eskisi kadar iddialı gözükmeyen Manchester, KaKa sonrası eskisi kadar iddialı olmayan Milan’a karşı. İşin kısası gelin biz buna post-Madrid sendromu diyelim. Benim gönlüm kırmızı şeytanlardan yana olacak.

Diğer eşleşmelere baktığımızda genel olarak birer favori ve birer dişli takım görüyoruz karşımızda. Atletico Madirid’in gözünün yaşına bakmayan Porto şimdi Arsenal karşısına çıkacak. Arsena işi nereye kadar götürebilecek bilinmez ama bu seriye favori çıkacaktır. Lyon-R.Madrid eşleşmesi de bize seyir zevki yaşatacak gibi duruyor. Geçmişte Lyon-Madrid ekibinin canını yakmıştı bakalım bu sefer can acıtabilecekler mi? Stuttgart – Barcelona eşleşmesi de hiç şüphesiz sonu tahmin edilebilirgillerden. Alman ekibine saygımız sonsuz ama futbolun ilahlarını da en azından maç öncelerinde favori göstermek zorundayız.

Geriye kalan 3 eşleşmeye baktığımızda tam bir şey söylemek pek de mümkün değil. Aslında kadro itibariyle şampiyonluğa oynaması gereken Bavyeralılar ne yazık ki çoğu zaman sırtlarında yazan isimlerinin hakkını veremiyor. Son Juventus maçını kendilerine pusula alacaklarsa, mor menekşelerin fazlasıyla şansa ihtiyacı olacak demektir. Ama İtalyan ekibi mücadelenin dozunu artırırsa, yıldız isimler ve on milyonluk bonservisler maç kazanmaya yetebilecek mi göreceğiz. Olympiakos – Bordeaux eşleşmesi de hiç şüphesiz ilginç olacak. Bordeaux bu sene hem ligte hem Avrupa’da fırtına gibi. Yunan ekibiyse Avrupa’da her zaman istikrarlı bir görüntü çizdi. İbre biraz daha Fransızlardan yana gözükse de şansın sonucu etkileyebileceği bir eşleşme gibi duruyor. Son kertede de elimizde Sevilla- Moskova eşleşmesi kalıyor. Bir zamanlar Sevilla kimilerinin sürpriz şampiyonluk adayıyken; Fenerbahçe onları eli boş göndermişti. Şimdi de güçlüler ama artık eski fiyakaları yok gibi. Diğer taraftaki CSKA ekibini Beşiktaş sayesinde 180 dk inceleme şansı yakaladık ve Rus futbolunun futbolcu üretme hızı ve kalitesi karşısında oldukça etkilendik. Doğrusu onlarda, “Ruslar’da para var” ucuz söyleminin daha fazlası var. Hızlılar, gençler, mücadele ediyorlar. Sevilla için yeterli olur mu? Sevilla Zico’ya karşı düştüğü hataya bir daha düşer mi, bilinmez.

Eşleşmeler bunlar. Evet çok zaman var. Evet devre arası var. Evet futbolda şans faktörü var. Bizler şöyle bir göz attık şimdi ellerimizi ovuşturup bekleyeceğiz...

0 yorum:

Yorum Gönder

BEAT!

BEAT!
El Dios

Blog Archive

Karma

2. lig 2002 Dünya Kupası 2010 Güney Afrika Dünya Kupası 90 dakika A Milli Takım Aceto Balsamico adanademirspor Adnan Polat Adorno Alex De Souza Alex Ferguson Allianz Arena Almanya altay andre francisco moritz Ankaragücü antalyaspor arda turan ariza makakula Arjantin Atletico Madrid Avrupa Aydın Yılmaz Aykut Kocaman aziz yıldırım bankasya 1.lig barcelona Basel Basketbol Batuhan Karadeniz Bayern Munich beat Benzema beşiktaş beşiktaş-cska bilica bob marley Bogdan Tanjevic Borussia Dortmund Brezilya bu maçı alıcaz bucaspor Bursaspor Bülent Uygun can kozanoğlu caner erkin carling cup carlos tevez cevad prekazi Cezayir Cristiano Ronaldo cska moskova Cüneyt Çakır çarşı d-smart Daum David Beckham Derbi Didier Drogba diego buonanotte Diego Forlan Diego Milito DİSK Diyarbakırspor Dos Santos eduardo galeano elano emre çolak endüstriyel futbol eric abidal Eric Cantona Erich Fromm Ertuğrul Sağlam Eskişehirspor eşleşme eşleşmeler eto'o Fans faşizm Fatih Terim Fenerbahçe Fernando Alonso Ferrari fifa figueora Fil Dişi Sahilleri Frank Rijkaard Fransa futbol futbol fanatizmi futbol kitapları futbol medyası futbol ve kültürü futbolun şifreleri galatasaray Gana gaziantep Gebzespor george best George Hagi Gökhan Ünal Guardiola Guus Hiddink Güiza haldun üstünel harry kewell hıncal uluç hikmet karaman Hollanda Honduras Hürriyet hüseyin göcek Issiar Dia Ivan Ergiç iddaa inter İspanya İtalya İtalya Serie A izmir jerome rothen jo Jose Mourinho Juventus Kaka Kamerun karşıyaka kasımpaşaspor kayserispor kazım Keita konyaspor kura Lazio leo franco Leonardo Leonel Messi Lille livorno calcio Los Galacticos Lucas Neill Mamadou Niang manchester city Manchester United maradona Mark Webber marsilya Marx mavi şimşekler Mclaren mehmet batdal Mehmet Demirkol Meksika merhaba mert nobre messi metin kurt Milan milan baros milli takım Milliyet Miroslav Stoch Mönchengladbach-Hannover 96 Muhsin Ertuğral mustafa denizli necati ateş Nijerya ntvspor Okan Alkan Ozan İpek Özer Hurmacı Özhan Canaydın Paraguay pedro rodriguez Pellegrini porco portre Premier lig proco vs sakallis Quaresma Radikal Radikal Futbol Rai Real Madrid robbie fowler Roberto Carlos Roma Ronaldinho sakatlık Sampdoria Samuel Eto'o santos Schuster Sebastian Vettel Semih Şentürk Sercan Yıldırım Serdar Özkan Serie A Shabani Nonda simon kuper Sivasspor soccernomics sol sol bek sorensen spor medyası Spor Toto Süper Ligi spor-sen star wars stefan szymanski stoke city syd barrett şampiyonlar ligi şampiyonluk Şenol Güneş Şili Taraftar Taxi Gençlik Teofilo Gutierrez tobias linderoth Totti Trabzonspor transfer TT Arena Tugay Kerimoğlu tuncay şanlı Turkcell Süper Ligi türk basını türk futbolu uefa UEFA Leauge uğur boral Uğur Dündar Uğur Meleke Uruguay Victor Shaka Voleybol Volkan Demirel Volkan Şen vuvuzela Xabi Alonso Yalovaspor yıldırım demirören Yorumculuk Young Boys Zafer Biryol Ziraat Türkiye Kupası Zlatan İbrahimovic