10 Ocak 2010 Pazar

Zlatan, Ronaldo ve Diğerleri




2009-2010 futbol sezonunun başında futbol piyasası yine çıldırdı. Bir çok önemli yıldız değerinin çok üstünde paralara büyük transferler yaptılar. Bu çılgınlığın fitilini ateşleyense ikinci los galacticos harekatına başlamış olan Real Madrid’ti. Florentino Peres tekrar takımın başındaydı ve Real Madrid’i yeniden şaha kaldırma planını fazla vakit kaybetmeden uygulamaya koydu. Eh işi çok da kolay değildi çünkü bu kez karşısında tarihin en başarılı ekiplerinden birini kurmuş olan El Barça vardı. İlk iş A.C. Milan’ın Brezilya’lı yıldızı Kaka alındı. Kaka için ödenen para 65 Milyon Avroydu ama dünya futbol tarihinin en pahalı ikinci transferi olan bu adım bile futbol manşetlerini fazla meşgul edemedi. Çünkü medya tarihin en pahalı transferi üzerine geyik yapmaktan “düzgün çocuk” Kaka’yı unutmuştu. Zira karşımızda haşarı bir yıldız vardı. Adı telafuz edilen isim Cristiano Ronaldo, rakamsa 94! Milyon Avroydu. İpin ucu kaçmıştı, kovalamaya niyeti olansa yoktu.


Kaka ne yapmıştı bugüne kadar? Şampiyonlar Ligi gol kralı olmuştu, FIFA tarafından yılın oyuncusu seçilmişti. Gerçekleşen transfer ücretinden çok daha fazlaları onun için önerilmiş ve reddedilmişti. Kaka hem teknik hem de mental yapısıyla bir çok futbolseverin gözünde özel bir oyuncuydu. Ama kabul etmek gerekir ki onun devri eski partneri Ronaldinho ile birlikte biraz arka planda kalmıştı. Şimdi Messi ve Ronaldo kapışmasının zamanıydı. Bu yüzden dramatik de olsa transferi kaçınılmaz bir şekilde Ronaldo’nun gölgesinde kaldı. Madrid ekibi bu iki süperstarı aldıktan sonra da durulmadı karar verilmişti ya Los Galacticos vol. 2 kurulacaktı. Gariptir ama bu geminin içinde Hollandalıya yer yoktu. Sneijder, Robben, Huntelaar gibi genç ve “çok” yetenekli adamlar takımdan gönderildi. Xabi Alonso, Benzema, Raul Albiol da takıma katılan diğer yeni oyuncular oldular. Tüm bunların karşısında Barcelona da bir şeyler yapma ihtiyacı içerisine girdi. Oysa muhteşem bir şekilde işleyen bir takıma sahiplerdi. Tek yapmaları gereken belki sadece çalışmaktı. Ama ne yazık ki yıl 2009’du ve piyasanın yönettiği borsaya endeksli dünya futbolunda bunlar çok anlam ihtiva etmiyordu. Barça’da en zayıf halka zaman zaman gönderilmesi gündeme gelmiş olan Eto’o oldu. Hedefteki adamsa Inter’li süperstar Zlatan İbrahimoviç’ti! Barça, Zalatan için gözünü kırpmadan 40 milyon + Eto’o yu feda etti. Bu tam anlamıyla bir çılgınlıktı. Hele benim gibi bir Eto’o fanı için bir trajedi olduğu bile söylenebilirdi. Barça, Madrid ekibinin cömert ötesi savurgan harekatları karşısında, büyük bir transfer yapma ihtiyacı içerisine girmişti. Büyük olmanın sadece sahip olduğun takım ve başarılarla ölçülmediği günümüz futbolunun olmazsa olmazı da buydu! Daha büyük olabilmek için daha fazla harca! Sonunda Barça da yaptı büyük transferini. Biraz suni ve şişirilmiş olsa da flaş bir transferle Zlatan’a Katalan formasını giydirdi. Evet belki İbrahimoviç, Eto’o dan daha iyi bir oyuncuydu ama şüphe götürmez ki aralarında 40 Milyon euroluk bir uçurum yoktu.



İki İspanyol devi yıllarca hatırlanacak büyük transferlerini gerçekleştirirken, bu şaşanın altında ezilen iki yıldızsa ne yazık ki Kaka ve Eto’o oldular. Belki Eto’o hiçbir zaman Barcelona’nın 1 numarası olamamıştı ama Barça’nın transfer harekatında değerinin bu kadar altında “takas” edilmesi çok da adil gözükmüyordu. Diğer yandaysa her zaman dünyanın en iyi aktif futbolcuları arasında ismi geçen, transfer yaparsa dünyanın en pahalı oyuncusu konumuna geleceği düşünülen Kaka vardı. Oysa transferi olmuş ama bahsi geçen olaylar gerçekleşmemiş hatta bu transfer onu varolduğundan daha sıradanlaştırmıştı.

Şimdi sezonun ortasına geldik. Bakalım paha biçilemeyen bu yıldızlarımız neler yaptılar. Kaka 8 numarasını terlettiği Madrid formasıyla La Liga’da 3 gol 2 asiste imza attı. Zaman zaman ondan akıl ve teknik dolu deparlar, çalımlar, şık goller izledik. Ama artık takımının en önemli oyuncusundan ziyade dişlinin önemli bir parçası rolünde. Takımın prensi Cristiano ise önemli bir kısmını sakat geçiridği La Liga’da 9 maça çıkarken 7 gol ve 1 asist yaptı. Madrid taraftarı heyecanla onu. İspanyol medyasıysa heyecanla Messi-Ronaldo karşılaşmasını bekliyor. Diğer tarafta ise Zlatan, Barça’ya kolayca uyum sağladı. Onun ne yapacağı pek belli olmaz ama golünü atıp işini yaptığı da kesinlikle belli! 14 lig maçına çıktı 11 gol ve 4 asist yaptı. Real Madrid’le olan La Liga karşılaşmasında oyuna girer girmez maçı kazandıran golü atması, halefi ve Madrid ekibinin eski belalısı Eto’o yu bundan sonra hatırlamaya gerek yok mesajı veriyordu. Eto’o ise Internazionale ekibinde 8 gol ve 2 asist yaptı. Kötü gözükmeyen bu istatistiklerin onun Barça performansının altında kaldığını da söylemek boynumuzun borcudur.

Lafımızın sonuna gelirken eklememiz gerekir, sezonun bir diğer fazlasıyla şişirilmiş transferi de bir önceki sezon Rafa’nın istediği Barry alınabilse 16-18 Milyon Euro civarında satılması düşünülen Xabi Alonso’nun üstelik iyi bir sezon geçirmemiş olmasına rağmen 35 Milyon Euro’ya Madrid yolunu tutmuş olmasıydı.

0 yorum:

Yorum Gönder

BEAT!

BEAT!
El Dios

Blog Archive

Karma

2. lig 2002 Dünya Kupası 2010 Güney Afrika Dünya Kupası 90 dakika A Milli Takım Aceto Balsamico adanademirspor Adnan Polat Adorno Alex De Souza Alex Ferguson Allianz Arena Almanya altay andre francisco moritz Ankaragücü antalyaspor arda turan ariza makakula Arjantin Atletico Madrid Avrupa Aydın Yılmaz Aykut Kocaman aziz yıldırım bankasya 1.lig barcelona Basel Basketbol Batuhan Karadeniz Bayern Munich beat Benzema beşiktaş beşiktaş-cska bilica bob marley Bogdan Tanjevic Borussia Dortmund Brezilya bu maçı alıcaz bucaspor Bursaspor Bülent Uygun can kozanoğlu caner erkin carling cup carlos tevez cevad prekazi Cezayir Cristiano Ronaldo cska moskova Cüneyt Çakır çarşı d-smart Daum David Beckham Derbi Didier Drogba diego buonanotte Diego Forlan Diego Milito DİSK Diyarbakırspor Dos Santos eduardo galeano elano emre çolak endüstriyel futbol eric abidal Eric Cantona Erich Fromm Ertuğrul Sağlam Eskişehirspor eşleşme eşleşmeler eto'o Fans faşizm Fatih Terim Fenerbahçe Fernando Alonso Ferrari fifa figueora Fil Dişi Sahilleri Frank Rijkaard Fransa futbol futbol fanatizmi futbol kitapları futbol medyası futbol ve kültürü futbolun şifreleri galatasaray Gana gaziantep Gebzespor george best George Hagi Gökhan Ünal Guardiola Guus Hiddink Güiza haldun üstünel harry kewell hıncal uluç hikmet karaman Hollanda Honduras Hürriyet hüseyin göcek Issiar Dia Ivan Ergiç iddaa inter İspanya İtalya İtalya Serie A izmir jerome rothen jo Jose Mourinho Juventus Kaka Kamerun karşıyaka kasımpaşaspor kayserispor kazım Keita konyaspor kura Lazio leo franco Leonardo Leonel Messi Lille livorno calcio Los Galacticos Lucas Neill Mamadou Niang manchester city Manchester United maradona Mark Webber marsilya Marx mavi şimşekler Mclaren mehmet batdal Mehmet Demirkol Meksika merhaba mert nobre messi metin kurt Milan milan baros milli takım Milliyet Miroslav Stoch Mönchengladbach-Hannover 96 Muhsin Ertuğral mustafa denizli necati ateş Nijerya ntvspor Okan Alkan Ozan İpek Özer Hurmacı Özhan Canaydın Paraguay pedro rodriguez Pellegrini porco portre Premier lig proco vs sakallis Quaresma Radikal Radikal Futbol Rai Real Madrid robbie fowler Roberto Carlos Roma Ronaldinho sakatlık Sampdoria Samuel Eto'o santos Schuster Sebastian Vettel Semih Şentürk Sercan Yıldırım Serdar Özkan Serie A Shabani Nonda simon kuper Sivasspor soccernomics sol sol bek sorensen spor medyası Spor Toto Süper Ligi spor-sen star wars stefan szymanski stoke city syd barrett şampiyonlar ligi şampiyonluk Şenol Güneş Şili Taraftar Taxi Gençlik Teofilo Gutierrez tobias linderoth Totti Trabzonspor transfer TT Arena Tugay Kerimoğlu tuncay şanlı Turkcell Süper Ligi türk basını türk futbolu uefa UEFA Leauge uğur boral Uğur Dündar Uğur Meleke Uruguay Victor Shaka Voleybol Volkan Demirel Volkan Şen vuvuzela Xabi Alonso Yalovaspor yıldırım demirören Yorumculuk Young Boys Zafer Biryol Ziraat Türkiye Kupası Zlatan İbrahimovic