5 Nisan 2010 Pazartesi

Hoffenheim Kılığında Bucaspor



Sezon başında Bank Asya’nın zirvesinde olacak takımlar tahmininde hiç de kimsenin tutturamayacağı bir zirve ile karşı karşıya kaldık son 5 maça girerken. Süper Lige merhaba diyen Karabükspor ve demeye çok yaklaşan Bucaspor sürpriz ikili olarak gelecek sezon bir üst seviyede mücadele edecek gibi görünüyor.

İşçi kenti Karabüksporiçin daha derli toplu bir yazı yazmanın sözünü vererek bu haftasonu Karşıyaka ile karşılaşan Bucaspor takımı ve son maçı üzerine bir şeyler yazmaya çalışacağım.

Buca ilçesi İzmir’in yüksek nüfusa sahip ama ekonomik olarak alt-orta sınıftaki insanların ikamet ettiği bir bölge. Üzerinde kurulu olan 9 Eylül Üniversitesinin ilçeye katabileceği sosyal ve ekonomik değerleri bile doğru düzgün ortaya çıkaramamış bir yer. Yerlisi hala Konak’a, Alsancak’a giderken “İzmir’e gidiyorum” der. İzmir’in bile içselleştirmediği bir yerdir Buca.

Buca’nın başarı hikayesi aslında yakın zamanda Almanya’da mucizevi çıkış yakalayan Hoffenheim örneğiyle benzeşir. Daha yeni çıktığı Bank Asya 1. Lig’i bir sezonda atlayarak Süper Lig kapılarına dayanmak dışarıdan bakınca kontrolsüz bir yükseliş gibi görülüyor. Peki gerçekten öyle mi?

Öncelikle Bucaspor’un uzun yıllardır fabrika gibi işleyen ve her dönemde gerekli ilgi alakanın gösterildiği altyapı sistemi bilinmesi gerekiyor. İlçenin Kaynaklar bölgesine yakın zamanlarda taşınan altyapı tesisleri ülke standartlarına göre oldukça yüksek kalitede. En alt yaş kategorisinden, üst kategoriye kadar her seviyede turnuvalardan başarılı sonuçlarla dönen bir takım Bucaspor. 16 yaş altında yıllardır zirvede olduğunu konunun ilgilileri hariç pek kimsenin bildiğini zannetmiyorum.

İlçenin daha ayrıksı bir yanı da yıllardır İzmir’in kanayan yarası olan çekememezlik ve nefret duygularıyla sarılı bir camia olmayışında ortaya çıkar. Cumartesi-Pazar günleri sokaklarda formalarıyla maça-antremana giden sayısız çocuk görmek ilçe sakinleri için hiç şaşırılıcak bir durum değildir. Buca futbolu yalnızca kazanmak için sevmemiştir yıllar boyu. Oynamayı da sevmiştir beraberinde. Yılların alttan gelen bu büyük dalgası sonucunda da artık kazanmanın vakti de gelmiş gibi görünüyor.


Yukarıda bahsettiğim altyapı hadisesi, birkaç yıldır oluşturulan kadroda tecrübeli ama Yılmaz Özlem, Mehmet Polat gibi yürekli oyuncuların kattığı harçla iyi futbol oynayan ve pes etmeyen bir takım yarattı.

Son Karşıyaka maçında 10 kişi kaldıkları ve 2-0’dan beraberliğe gelmiş oyunda pes etmeyerek yerli İbrakadabra Mehmet Battal’ın golüyle 3-2 galip gelmeyi bildiler. Mehmet Battal ülkenin Hakan Şükür sonrası sendrom yaşadığı pivot sanrafor rolü içinde biçilmiş kaftan gibi görünüyor. Uzun boyuna ve ağır görüntüsüne rağmen, ayaklarına hakim ve topla beraber patlama yapıp ani süratlenebilen bu golcü takımın kalitesini de doğrudan etkiliyor.

Kariıyaka maçında 4-1-3-2 düzenine yakın bir varyasyonla sahadaydılar. Hücumu düşünen bir mantalite sahibi takım Buca. Sol açık Erkan Taşkıran’ın fuleli ve yüksek teknikle sürdüğü oyun, sağda aynı biçimde sağ kanatta Zafer Çevik tarafından sürükleniyor. İleri ikilide de tecrübeli Yunus Altun ve Mehmet Batdal uyumlu bir ikili oluşturuyorlar.

Karşıyaka için ciddi anlamda zirvede varolma manasına gelen maçta sonuç yeşil-kırmızılılar için hüsran oldu. Erdoğan Arıca’nın yakın zamanda başına geçtiği ekip, 2. yarıda 2 gol bularak maça ortak olduysa da mücadelenin sonunu getiremedi. Özellikle Erçağ’ın oyuna girişi ile canlanan ekip Buca’nın zayıf karnı yan toplarla rakibini zorlamaya çalıştı. Sonunda da Okan ile golü de buldu. Fakat yeterli olmadı. Şimdilik Kaf-Kaf play-off ümitlerini önündeki maçlara bıraktı. 

Yılların tribün geleneğini taşıyan Karşıyaka İzmir Atatürk stadında misafir seyirci olmasına rağmen Evsahibi gibi baskın bir tezahürat ile takımına büyük destek verdi. Bucaspor ise bu denli üst-düzey gerilimi yeni yeni yaşayan genç ağırlıklı taraftar profiliyle takımına destek vermeyi maç boyunca bırakmadı. Bucaspor seyircisi için söylenmesi gereken bir önemli söz de futbolu çirkenleştirecek davranış biçimleri, hakaretler ve aksiyonlarla alakası olmayan takımının arkasında dimdik duran bilinçli bir taraftar kitlesi olduğu yönünde olmalıdır. Maç esnasında zor durumda bulunan, 2-0 geriye düşen ve maçın içerisinde bir süre polisle çatışan Karşıyaka seyircisine yönelik provokatif tutum sergilemedikleri gibi İzmir’in düşman kardeşlerinin kavgasına ortak olmayacaklarını da açıkça gösterdiler.

Süper Lig’e bir sarı-lacivertli takımın daha gerekli olmadığını düşünmekle beraber Buca’nın heyecan getireceğini söyleyebilirim. Abdullah Avcı’nın İBB’de kurduğu mütevazi takımın bir benzerini oluşturabilir ve futbolu severek oynamaya devam ederlerse Hoffenheim gibi bir başarıya Bucaspor da rahatlıkla ulaşabilir. 


0 yorum:

Yorum Gönder

BEAT!

BEAT!
El Dios

Blog Archive

Karma

2. lig 2002 Dünya Kupası 2010 Güney Afrika Dünya Kupası 90 dakika A Milli Takım Aceto Balsamico adanademirspor Adnan Polat Adorno Alex De Souza Alex Ferguson Allianz Arena Almanya altay andre francisco moritz Ankaragücü antalyaspor arda turan ariza makakula Arjantin Atletico Madrid Avrupa Aydın Yılmaz Aykut Kocaman aziz yıldırım bankasya 1.lig barcelona Basel Basketbol Batuhan Karadeniz Bayern Munich beat Benzema beşiktaş beşiktaş-cska bilica bob marley Bogdan Tanjevic Borussia Dortmund Brezilya bu maçı alıcaz bucaspor Bursaspor Bülent Uygun can kozanoğlu caner erkin carling cup carlos tevez cevad prekazi Cezayir Cristiano Ronaldo cska moskova Cüneyt Çakır çarşı d-smart Daum David Beckham Derbi Didier Drogba diego buonanotte Diego Forlan Diego Milito DİSK Diyarbakırspor Dos Santos eduardo galeano elano emre çolak endüstriyel futbol eric abidal Eric Cantona Erich Fromm Ertuğrul Sağlam Eskişehirspor eşleşme eşleşmeler eto'o Fans faşizm Fatih Terim Fenerbahçe Fernando Alonso Ferrari fifa figueora Fil Dişi Sahilleri Frank Rijkaard Fransa futbol futbol fanatizmi futbol kitapları futbol medyası futbol ve kültürü futbolun şifreleri galatasaray Gana gaziantep Gebzespor george best George Hagi Gökhan Ünal Guardiola Guus Hiddink Güiza haldun üstünel harry kewell hıncal uluç hikmet karaman Hollanda Honduras Hürriyet hüseyin göcek Issiar Dia Ivan Ergiç iddaa inter İspanya İtalya İtalya Serie A izmir jerome rothen jo Jose Mourinho Juventus Kaka Kamerun karşıyaka kasımpaşaspor kayserispor kazım Keita konyaspor kura Lazio leo franco Leonardo Leonel Messi Lille livorno calcio Los Galacticos Lucas Neill Mamadou Niang manchester city Manchester United maradona Mark Webber marsilya Marx mavi şimşekler Mclaren mehmet batdal Mehmet Demirkol Meksika merhaba mert nobre messi metin kurt Milan milan baros milli takım Milliyet Miroslav Stoch Mönchengladbach-Hannover 96 Muhsin Ertuğral mustafa denizli necati ateş Nijerya ntvspor Okan Alkan Ozan İpek Özer Hurmacı Özhan Canaydın Paraguay pedro rodriguez Pellegrini porco portre Premier lig proco vs sakallis Quaresma Radikal Radikal Futbol Rai Real Madrid robbie fowler Roberto Carlos Roma Ronaldinho sakatlık Sampdoria Samuel Eto'o santos Schuster Sebastian Vettel Semih Şentürk Sercan Yıldırım Serdar Özkan Serie A Shabani Nonda simon kuper Sivasspor soccernomics sol sol bek sorensen spor medyası Spor Toto Süper Ligi spor-sen star wars stefan szymanski stoke city syd barrett şampiyonlar ligi şampiyonluk Şenol Güneş Şili Taraftar Taxi Gençlik Teofilo Gutierrez tobias linderoth Totti Trabzonspor transfer TT Arena Tugay Kerimoğlu tuncay şanlı Turkcell Süper Ligi türk basını türk futbolu uefa UEFA Leauge uğur boral Uğur Dündar Uğur Meleke Uruguay Victor Shaka Voleybol Volkan Demirel Volkan Şen vuvuzela Xabi Alonso Yalovaspor yıldırım demirören Yorumculuk Young Boys Zafer Biryol Ziraat Türkiye Kupası Zlatan İbrahimovic