BEAT!

Fenerbahçe-Beşiktaş maçı geride kaldı sonunda. Geçmişte pek bir alışık olduğumuz şekilde futbol içi değilde futbol dışı konular damgayı vuruverdi, her zaman için sansasyonel eğilim taşıyan, gündemimize. İşin trübün kısmında üzücü bir olay yaşanmadı. Maçın gerilimi de hesaba katıldığında taraftarlar fair play açısından sahadakilerden epeyi bir üstündü.

Hakem Göcek'ten başlayayım bir şeyler gevelemeye şimdi. Taraflı-tarafsız herkesin tepkisini çekmeyi başardı kendisi. Maçı kontrol edişi kötüydü, pozisyon yorumları kötüydü. Dahası kritik pozisyonlarda bariz hatalar yapması hepsinden kötüydü. Ofsayt kararları genel olarak yan hakemin sorumluluğudur. Fakat öyle yanlış kararlar vardı ki gözü olan herkes görebilirdi bunları. Kartlarda da adaletsizdi hakem Göcek. Bir denge tutturmakta zorlandı, bu da maçın gerilmesine neden oldu. En kritik hatasıysa Beşiktaş'ın verilmeyen penaltısıydı. Onun dışında göstermesi gereken kartları gösteremezken, maçın sonlarınaa doğru yattı balık hesabı epeyi bir celallenip yerli-yersiz kart dağıtması gözlerden kaçmadı.

Bilica'ya da özel bir parantez açmak gerekecek. Gerçi herkes açtı bugün ya onun için malum çukur parantezlerini. Kendisi yıllar yılı futbol sahalarında görmediğimiz hatta hayal bile edemediğimiz bir çirkefliğe imza attı. Bilica'ya bu yaratıcılığından dolayı yılın en yaratıcı çirkefi ödülü verilmeli kesinlikle. Yaptığı şey işe yaradı mı bilmiyorum ama Bobo'nun göstere göstere attığı penaltıyı Volkan çelince, ceza alanındaki çukur epeyi bir göze batıverdi. Kaptan Alex, kendisine yakışan derecede mükemmel bir gol attı ve bu da maçın tek golüydü. Alex'e sahip olmanın avantajını takımı galibiyetle taçlandırdı ama maç sonuna doğru içine girdiği haleti ruhiye ona hiç mi hiç yakışmadı. Hele olayın kahramanları Sivok ve Semih muhabbete dalıp gitmişken; Alex başka bir köşede -kendisinin bile bilmediği bir nedenden dolayı- gösterdiği aşırı tepki yatıştırılmaya çalışılıyordu.

Birazda maçtan bahsedelim ayıptır günahtır ama di mi. Dedik işte Alex'in muhteşem golüyle başladı maç. Maçın en güzel pozisyonu ilk yarıda gerçekleşti. Sağ kanattan gelen güzel orta/pasın Özer üstünden atladı, bu güzel atağı heba etmekse Güiza'nın maharetli ayaklarına kaldı. Yine bir başka atak organizasyonunda; Özer'in güzel pasında Alex'in ağır davranması Fenerbahçe'yi bir golden daha etmiş oldu.

Mustafa Denizli enteresan adam demekten biz sıkıldık ama o enteresanlıklar yapmaktan sıkılmadı bir türlü. Takımı organize atak yapamazken. Hızlı hücüma çıkamazken, Holosko'yu 85 dakika yanında oturtmasının sebebi neydi acaba?

Beşiktaş'ta Sivok günün en başarılı ismiydi. Fenerbahçeyse takım olarak iyi mücadele etti. Sanırım bu sezon en iyi yaptıkları şey de bu. Sol ileride oynayan Özer'in kanat meziyetlerine sahip olmaması Andre Santos'un etkinliğini minimuma indiriyor. Oysa bugün Uğur Boral oynayabilseydi, sağlı-sollu Beşiktaş iyice karışabilirdi. Sağ demişken, Gökhan Gönül her zaman sahaya sürdüğü mücadelesi ve hırsına bugün -son zamanlarda sakındığı- yeteneğini de ekleyiverince, Beşiktaş sol kanadında İbrahim epeyi bir Üzüldü. Onu bu kadar üzen Fenerbahçe'nin etkili kanat atakları olduğu kadar önünde oynayan adaşının da savunma yardımlaşmasından bihaber olmasıydı.

Fenerbahçe kazandı ve Bursa'nın dibindeki yerini korudu. Haftaya çok kritik bir maç oynanacak. Hala şansı süren Galatasaray bakalım lider karşısında neler yapacak?