19 Mayıs 2010 Çarşamba
Ligin Son Haftası
17:05 |
Gönderen
dondurito |
Kaydı Düzenle
Türkiye Süper Liginde yaşanmış olan en kritik son haftalardan biriydi. Belki de en önemlisiydi. En önemlisiydi çünkü endüstriyel futbol çağında olmaz denilen oldu ve 3 büyükler dışında bir takım, onlardan birini ekarte ederek şampiyonluğu yakaladı.
Oysa son hafta başlarken pek de kimse bunu tahmin etmiyordu. Fenerbahçelilerin aklının bir köşesinde hep Denizlispor faciası vardı ama bu sefer olmaz diye düşünüyorlardı bir yandan da. Olmazdı çünkü maç kadıköy'de oynanacaktı. Olmazdı çünkü, takım oynamasa tarfatar attırırdı o gereken golü. Olmazdı çünkü karşıdaki takım Bursaspor'du ve futbolun ağababaları böyle bir "bug" a izin vermezlerdi asla.
Ama oldu işte. Fenerbahçe bastırdı, sıkıştırdı, zorladı fakat atamadı. Kaleci Onur'u bir türlü geçemedi. Sessizce, Bursaspor'un kendisini geçmesini izlemek zorunda kaldı.
Oysa işin trajik yönü bu kadar da değildi. Çünkü bazı aklıevveller, Fenerbahçe Stadyumunda olur olmaz anonslar yapmış, avantajlı olan tarafın Fenerbahçe olduğunu açıklamıştı. Olan da ondan sonra oldu zaten. Uzun yıllar unutulamayacak görüntüler yaşandı. Önce sevinç, sonra hiddet vardı Kadıköy'de. Tüm bunlar yaşanmamış olsaydı, eminimki Fenrrbahçe taraftarı alkışlayacaktı takımını. Alkışlayacaktı çünkü takımı ligin son maçında ne yapılması gerekiyorsa yapmış, sadece gol atamamıştı. Alkışlayacaktı çünkü takımını sevmek böyle bir şeydi. Ama olmadı, olamadı. Bir aklıevvel çıktı, gerilen sinirlerin yaylarıyla oynadı. Herkes takımını unuttu, herkes şampiyonluk mücadelesini unuttu.
Provakasyon muydu, kendini bilmezlik miydi, yoksa her şey hesaba katılamamış bir yanılgı mıydı. 2010 yılı teknolojisinde, Fenerbahçe Stadyumunda maçlar seyretmiş biri olarak bu hatanın samimiyetle yapıldığına inanamıyorum. Böyle bir saçmalığa nasıl izin verildiğini ise hiç anlayamıyorum. Ama tüm bunlar oldu ve yıllar yılı unutulmayacak görüntüler akıllara kazındı...
Öyle ilginç bir haftaydı işte. Fenerbahçe, Daum kumandası altında elinde ne varsa ikinci kez kaybetti. Bir daha olmaz diyenler yine oldu. Peki takım bu hatalardan ders alabildi mi? Takımın nerede hata yaptığını anlamak yerine hala başkalarını suçlamaya uğraş veriyor başkan Aziz Yıldırım. Onun Fenerbahçesi ne olursa olsun rakibini yenebilmeli. Rakip takımların sıkı mücadele etmesi gibi saçmalıklara sığınmamalı. Sen Trabzonu yenemiyorsan, Bursa'nın, Beşiktaş'ı yenmesi üzerine kafa yormamalısın. Aynı Bursa'nın, Beşiktaş'ı İnönü'de yenmiş olmasını unutmamalısın.
Ben unutmuyorum çünkü ben takımımın böyle şeylere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Kulüpleri tarftarlar yönetse işler daha iyi mi olur bilemem ama aklı başında insanlar yönetiyor olsa daha iyi olacak buna eminim...
Oysa son hafta başlarken pek de kimse bunu tahmin etmiyordu. Fenerbahçelilerin aklının bir köşesinde hep Denizlispor faciası vardı ama bu sefer olmaz diye düşünüyorlardı bir yandan da. Olmazdı çünkü maç kadıköy'de oynanacaktı. Olmazdı çünkü, takım oynamasa tarfatar attırırdı o gereken golü. Olmazdı çünkü karşıdaki takım Bursaspor'du ve futbolun ağababaları böyle bir "bug" a izin vermezlerdi asla.
Ama oldu işte. Fenerbahçe bastırdı, sıkıştırdı, zorladı fakat atamadı. Kaleci Onur'u bir türlü geçemedi. Sessizce, Bursaspor'un kendisini geçmesini izlemek zorunda kaldı.
Oysa işin trajik yönü bu kadar da değildi. Çünkü bazı aklıevveller, Fenerbahçe Stadyumunda olur olmaz anonslar yapmış, avantajlı olan tarafın Fenerbahçe olduğunu açıklamıştı. Olan da ondan sonra oldu zaten. Uzun yıllar unutulamayacak görüntüler yaşandı. Önce sevinç, sonra hiddet vardı Kadıköy'de. Tüm bunlar yaşanmamış olsaydı, eminimki Fenrrbahçe taraftarı alkışlayacaktı takımını. Alkışlayacaktı çünkü takımı ligin son maçında ne yapılması gerekiyorsa yapmış, sadece gol atamamıştı. Alkışlayacaktı çünkü takımını sevmek böyle bir şeydi. Ama olmadı, olamadı. Bir aklıevvel çıktı, gerilen sinirlerin yaylarıyla oynadı. Herkes takımını unuttu, herkes şampiyonluk mücadelesini unuttu.
Provakasyon muydu, kendini bilmezlik miydi, yoksa her şey hesaba katılamamış bir yanılgı mıydı. 2010 yılı teknolojisinde, Fenerbahçe Stadyumunda maçlar seyretmiş biri olarak bu hatanın samimiyetle yapıldığına inanamıyorum. Böyle bir saçmalığa nasıl izin verildiğini ise hiç anlayamıyorum. Ama tüm bunlar oldu ve yıllar yılı unutulmayacak görüntüler akıllara kazındı...
Öyle ilginç bir haftaydı işte. Fenerbahçe, Daum kumandası altında elinde ne varsa ikinci kez kaybetti. Bir daha olmaz diyenler yine oldu. Peki takım bu hatalardan ders alabildi mi? Takımın nerede hata yaptığını anlamak yerine hala başkalarını suçlamaya uğraş veriyor başkan Aziz Yıldırım. Onun Fenerbahçesi ne olursa olsun rakibini yenebilmeli. Rakip takımların sıkı mücadele etmesi gibi saçmalıklara sığınmamalı. Sen Trabzonu yenemiyorsan, Bursa'nın, Beşiktaş'ı yenmesi üzerine kafa yormamalısın. Aynı Bursa'nın, Beşiktaş'ı İnönü'de yenmiş olmasını unutmamalısın.
Ben unutmuyorum çünkü ben takımımın böyle şeylere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Kulüpleri tarftarlar yönetse işler daha iyi mi olur bilemem ama aklı başında insanlar yönetiyor olsa daha iyi olacak buna eminim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Blog Archive
Karma
2. lig
2002 Dünya Kupası
2010 Güney Afrika Dünya Kupası
90 dakika
A Milli Takım
Aceto Balsamico
adanademirspor
Adnan Polat
Adorno
Alex De Souza
Alex Ferguson
Allianz Arena
Almanya
altay
andre francisco moritz
Ankaragücü
antalyaspor
arda turan
ariza makakula
Arjantin
Atletico Madrid
Avrupa
Aydın Yılmaz
Aykut Kocaman
aziz yıldırım
bankasya 1.lig
barcelona
Basel
Basketbol
Batuhan Karadeniz
Bayern Munich
beat
Benzema
beşiktaş
beşiktaş-cska
bilica
bob marley
Bogdan Tanjevic
Borussia Dortmund
Brezilya
bu maçı alıcaz
bucaspor
Bursaspor
Bülent Uygun
can kozanoğlu
caner erkin
carling cup
carlos tevez
cevad prekazi
Cezayir
Cristiano Ronaldo
cska moskova
Cüneyt Çakır
çarşı
d-smart
Daum
David Beckham
Derbi
Didier Drogba
diego buonanotte
Diego Forlan
Diego Milito
DİSK
Diyarbakırspor
Dos Santos
eduardo galeano
elano
emre çolak
endüstriyel futbol
eric abidal
Eric Cantona
Erich Fromm
Ertuğrul Sağlam
Eskişehirspor
eşleşme
eşleşmeler
eto'o
Fans
faşizm
Fatih Terim
Fenerbahçe
Fernando Alonso
Ferrari
fifa
figueora
Fil Dişi Sahilleri
Frank Rijkaard
Fransa
futbol
futbol fanatizmi
futbol kitapları
futbol medyası
futbol ve kültürü
futbolun şifreleri
galatasaray
Gana
gaziantep
Gebzespor
george best
George Hagi
Gökhan Ünal
Guardiola
Guus Hiddink
Güiza
haldun üstünel
harry kewell
hıncal uluç
hikmet karaman
Hollanda
Honduras
Hürriyet
hüseyin göcek
Issiar Dia
Ivan Ergiç
iddaa
inter
İspanya
İtalya
İtalya Serie A
izmir
jerome rothen
jo
Jose Mourinho
Juventus
Kaka
Kamerun
karşıyaka
kasımpaşaspor
kayserispor
kazım
Keita
konyaspor
kura
Lazio
leo franco
Leonardo
Leonel Messi
Lille
livorno calcio
Los Galacticos
Lucas Neill
Mamadou Niang
manchester city
Manchester United
maradona
Mark Webber
marsilya
Marx
mavi şimşekler
Mclaren
mehmet batdal
Mehmet Demirkol
Meksika
merhaba
mert nobre
messi
metin kurt
Milan
milan baros
milli takım
Milliyet
Miroslav Stoch
Mönchengladbach-Hannover 96
Muhsin Ertuğral
mustafa denizli
necati ateş
Nijerya
ntvspor
Okan Alkan
Ozan İpek
Özer Hurmacı
Özhan Canaydın
Paraguay
pedro rodriguez
Pellegrini
porco
portre
Premier lig
proco vs sakallis
Quaresma
Radikal
Radikal Futbol
Rai
Real Madrid
robbie fowler
Roberto Carlos
Roma
Ronaldinho
sakatlık
Sampdoria
Samuel Eto'o
santos
Schuster
Sebastian Vettel
Semih Şentürk
Sercan Yıldırım
Serdar Özkan
Serie A
Shabani Nonda
simon kuper
Sivasspor
soccernomics
sol
sol bek
sorensen
spor medyası
Spor Toto Süper Ligi
spor-sen
star wars
stefan szymanski
stoke city
syd barrett
şampiyonlar ligi
şampiyonluk
Şenol Güneş
Şili
Taraftar
Taxi Gençlik
Teofilo Gutierrez
tobias linderoth
Totti
Trabzonspor
transfer
TT Arena
Tugay Kerimoğlu
tuncay şanlı
Turkcell Süper Ligi
türk basını
türk futbolu
uefa
UEFA Leauge
uğur boral
Uğur Dündar
Uğur Meleke
Uruguay
Victor Shaka
Voleybol
Volkan Demirel
Volkan Şen
vuvuzela
Xabi Alonso
Yalovaspor
yıldırım demirören
Yorumculuk
Young Boys
Zafer Biryol
Ziraat Türkiye Kupası
Zlatan İbrahimovic
0 yorum:
Yorum Gönder