27 Aralık 2009 Pazar

Ivan Ergiç


1981 doğumlu, orta sahada oynuyor. Yıllarca Basel formasını terletti. Bir dönem Juventus forması giymiş. 10 kez Sırp Milli Takımında oynamış. Şimdi Bursaspor’da oynuyor. Sene başından beri mutlaka ilginizi çekmiştir. Daha önce hiç farketmediyseniz; Beşiktaş-Bursaspor maçında, Bursa adına atılan o şık 2. golü atan adamdan bahsediyoruz. Ya da Bursaspor-Galatasaray maçının ilk yarısında direkte patlayan füzenin sahibi diyelim. Top tutuşu, sürüşü, şutları, topsuz oyundaki etkisi, ne yaptığını bilir hal ve tavırları... İvan Ergiç bu. Futbol meziyetleriyle güzel bir paragrafı kesinlikle hak ediyor. Peki ya diğer meziyetleri...

Bu bloga ilk yazımı yazarken, Robbie Fowler’dan ilham almıştım. Fowler özeldi; çünkü o bir futbolcudan fazlasıydı. Çevresinde olan bitene karşı duyarlıydı. Yine başka bir yerde Fowler için, “umarım bize Fowler'ı hatırlatacak kadar yetenekli, espirili, duyarlı ve farklı oyuncularla yine tanışırız. ve yine umarım bunlar da liverpool kırmızısı formalar giyerler...” demiştim. Varsın onlar Bursa yeşili formalar giysinler ama yeter ki var olsunlar!

Ergiç’in hikayesi eski Yugoslavya’da başlamış. Avusturya’da devam etmiş. Yugoslavya’nın ve bağlantısızlar hareketinin kurucusu Tito için, sorunlara rağmen iyiydi diyor, Ergiç. Bir futbolcudan, Tito’ya dair bir şeyler duymak ilginç. Bir Sırp’tan Tito’ya dair olumlu bir şeyler duymaksa daha ilginç. Oysa Ergiç, Sırp Milli formasını, artık iş şovenliğe ve aşırı milliyetçiliğe kayıyor diye bırakma kararı almış. O bir dünya vatandaşı, o bir enternasyonalist. Çok genç yaşta Juventus’ta oynama şansı yakalamış ama sakatlıklar ve ruhsal problemler yakasını bırakmamış. Ona göre depresyona girmesinin nedeni futbolun karanlık tarafı ve o zaömanlar özgür olamayan ruhu. Çok para kazanıyorsanız, eleştirme hakkınız yoktur. Tek göreviniz en iyi şekilde sahada oynamaktır diyor ve ekliyor, “Evet futbol güzel ama hayatta daha başka şeyler de var.”

Sartre, Adorno, Frankfurt okulu diyor Ergiç etkilendiği isimleri sayarken. Marx’la büyütüldüğünü söylüyor. Biz ağzımız açık dinliyoruz, izliyoruz, okuyoruz. Çünkü Ergiç yeşil sahaya da çıksa ilgi çekiyor. Röportaj yapsa da. Onun varlığı bizim için büyük bir şans. Endüstriyel futbolun her tarafımızı sardığı bu zamanda, başka bir şeylere dair naif de olsa umutlara ihtiyaç duyuyoruz. Futbolcuların, hızlarının, tekniklerin yanında bir türlü yükselemeyen duyarlılıkları karşısında Ergiç gibileri gördükçe mutlu oluyoruz. Solcu futbolcu az da olsa gördük. Kaptan Lucarelli’ye ev sahipliği yapmış bir Demirsporumuz var. Ama Ergiç, solcudan ötesi bir filozof. Yeşil sahalarda tam da görmek isteyeceğimiz bir yıldız. Hani biz filozoflardan, düşünürlerden futbol takımları kurmaya bayılırız ya işte şimdi karşımızda bu ütopyanın gerçekleşmiş hali duruyor. Tamam abartmayalım Ergiç tabii ki büyük bir filozof değil. Ama zaten onun asıl işi de filozofluk değil. Yeşil sahalarda yaşam, futbol, dünya üzerine böyle derinlemesine düşünen bir adam ve bu adamın Türkiye’de başarıyla top koşturuyor olması; hayal edebileceğimizden çok daha fazlası.

Biz onu takip etmeye devam edeceğiz hem de büyük bir zevkle...

0 yorum:

Yorum Gönder

BEAT!

BEAT!
El Dios

Blog Archive

Karma

2. lig 2002 Dünya Kupası 2010 Güney Afrika Dünya Kupası 90 dakika A Milli Takım Aceto Balsamico adanademirspor Adnan Polat Adorno Alex De Souza Alex Ferguson Allianz Arena Almanya altay andre francisco moritz Ankaragücü antalyaspor arda turan ariza makakula Arjantin Atletico Madrid Avrupa Aydın Yılmaz Aykut Kocaman aziz yıldırım bankasya 1.lig barcelona Basel Basketbol Batuhan Karadeniz Bayern Munich beat Benzema beşiktaş beşiktaş-cska bilica bob marley Bogdan Tanjevic Borussia Dortmund Brezilya bu maçı alıcaz bucaspor Bursaspor Bülent Uygun can kozanoğlu caner erkin carling cup carlos tevez cevad prekazi Cezayir Cristiano Ronaldo cska moskova Cüneyt Çakır çarşı d-smart Daum David Beckham Derbi Didier Drogba diego buonanotte Diego Forlan Diego Milito DİSK Diyarbakırspor Dos Santos eduardo galeano elano emre çolak endüstriyel futbol eric abidal Eric Cantona Erich Fromm Ertuğrul Sağlam Eskişehirspor eşleşme eşleşmeler eto'o Fans faşizm Fatih Terim Fenerbahçe Fernando Alonso Ferrari fifa figueora Fil Dişi Sahilleri Frank Rijkaard Fransa futbol futbol fanatizmi futbol kitapları futbol medyası futbol ve kültürü futbolun şifreleri galatasaray Gana gaziantep Gebzespor george best George Hagi Gökhan Ünal Guardiola Guus Hiddink Güiza haldun üstünel harry kewell hıncal uluç hikmet karaman Hollanda Honduras Hürriyet hüseyin göcek Issiar Dia Ivan Ergiç iddaa inter İspanya İtalya İtalya Serie A izmir jerome rothen jo Jose Mourinho Juventus Kaka Kamerun karşıyaka kasımpaşaspor kayserispor kazım Keita konyaspor kura Lazio leo franco Leonardo Leonel Messi Lille livorno calcio Los Galacticos Lucas Neill Mamadou Niang manchester city Manchester United maradona Mark Webber marsilya Marx mavi şimşekler Mclaren mehmet batdal Mehmet Demirkol Meksika merhaba mert nobre messi metin kurt Milan milan baros milli takım Milliyet Miroslav Stoch Mönchengladbach-Hannover 96 Muhsin Ertuğral mustafa denizli necati ateş Nijerya ntvspor Okan Alkan Ozan İpek Özer Hurmacı Özhan Canaydın Paraguay pedro rodriguez Pellegrini porco portre Premier lig proco vs sakallis Quaresma Radikal Radikal Futbol Rai Real Madrid robbie fowler Roberto Carlos Roma Ronaldinho sakatlık Sampdoria Samuel Eto'o santos Schuster Sebastian Vettel Semih Şentürk Sercan Yıldırım Serdar Özkan Serie A Shabani Nonda simon kuper Sivasspor soccernomics sol sol bek sorensen spor medyası Spor Toto Süper Ligi spor-sen star wars stefan szymanski stoke city syd barrett şampiyonlar ligi şampiyonluk Şenol Güneş Şili Taraftar Taxi Gençlik Teofilo Gutierrez tobias linderoth Totti Trabzonspor transfer TT Arena Tugay Kerimoğlu tuncay şanlı Turkcell Süper Ligi türk basını türk futbolu uefa UEFA Leauge uğur boral Uğur Dündar Uğur Meleke Uruguay Victor Shaka Voleybol Volkan Demirel Volkan Şen vuvuzela Xabi Alonso Yalovaspor yıldırım demirören Yorumculuk Young Boys Zafer Biryol Ziraat Türkiye Kupası Zlatan İbrahimovic